Sümeyye Koşar

Dijital Çağın Güzellik Algısı: Filtreler ve Gerçekler

Sümeyye Koşar

Günümüz dünyasında sosyal medya, hayatımızın bir parçası haline geldi. Facebook, Instagram, TikTok ve diğer platformlar, milyarlarca insanın günlük yaşantısında yer alıyor. Bu platformlar, elde edecekleri kazançları, yaratıcı içerik paylaşımları ve başkalarıyla iletişim kurmaları için harika araçlar. Ancak sosyal medyanın güzellik algısı üzerindeki etkisi tartışmasız büyük ve karmaşık.

Sosyal medyada dolaşan görüntüler, genellikle belirli bir estetik standardına sahip. Filtreler, fotoğraf düzenleme programları ve profesyonel makyaj teknikleri, kişilerin daha "kusursuz" görünmelerini sağlıyor. Bu durum, gençlerin ve yetişkinlerin, bu kusursuz görüntüye erişme isteği ve baskı hissetmelerine neden oluyor. Ancak bu görüntüler çoğu zaman gerçeği yansıtmıyor. Filtrelerin ve düzenlemelerin arkasında, aslında hepimizin sahip olduğu doğal kusurlar var.

Özsaygı ve beden imajı, bu idealize görüntülerle karşılaştırıldığında zarar görebilmekte. İnsanlar, bu "mükemmel" görüntüleri kıyaslayarak yetersiz hissetmeye maruz kalıyorlar. Bu durum, ayrılık, anksiyete ve yeme bozuklukları gibi ciddi psikolojik sorunlar yol açabiliyor.

Gerçek güzellik, sadece dıştan ibaret değil. İçsel güzelliğimiz, başarabilmemizin, karakterimizin ve ruhumuzun bir varlığı. Sosyal medya olarak, çeşitlilik ve doğallığı kutlamalıyız. Bireyinin farklı ve benzersiz olduğu gerçeğini kabul etmesi, güzellik algısının daha geniş ve kapsayıcı olmasına yardımcı olabilir.

Sosyal medya platformları, güzellik algısını şekillendirmede büyük bir role sahip. Bu platformlar, daha iyi sonuçlar ve çeşitli içerikler sunarak, güzellik standartlarını yeniden tanımlayabilirler. Filtrelerin ve düzenlemelerin uyumluluk sınırlaması, gerçekçi beden görüntülerini teşvik etmek ve farklı beden tiplerini ve yüz şekillerini kutlamak, bu konuda atılabilecek adımlardan sadece birkaçı...

Sosyal kaynakların daha sağlıklı bir güzellik algısı yaratması için kişisel olarak da sorumluluk almalıyız. Filtreler ve düzenlemeler yerine, doğal halimizi paylaşmak, olumlu beden imajını teşvik etmek ve diğer yargılamaları ortadan kaldırmak, bu sürecin bir parçası olabilir. Kendimizi ve başkalarını olduğu gibi kabul etmek, daha sağlıklı ve mutlu bir toplum yaratmamıza yardımcı olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları